Düşük Özgüvenin Özü

Düşük Özgüvenin Özü

Kendimiz hakkında sahip olduğumuz yargılar ve değerlendirmeler, insan olarak kendimize biçtiğimiz değerin benliğimizde yarattığı sıkıntılı duruma düşük özgüven deriz. Düşük özgüvenin özü, "KENDİMİZ HAKKINDAKİ İNANÇLARIMIZ"dır.

Gerçekmiş gibi görünen bu inançlar, "nasıl bir insan olduğumuza dair" temel fikirlerimizin ta kendisidir. Bu fikirlerin oluşumunda etken olan şey, hayatta edindiğimiz deneyimler ve nasıl biri olduğumuza dair çevremizden aldığımız mesajlardır. Kendimiz hakkındaki olumsuz düşünceler düşük özgüvenin özünü oluşturur. Bu durum, farklı farklı biçimlerde hayata yansır. Kişinin kendisi hakkında sahip olduğu olumsuz inançlar, kendisi ile ilgili söylediği ve düşündüğü şeylerde ifade bulur.

Düşük Özgüven nasıl anlaşılır?

Düşük özgüven kişinin gündelik durumu ile davranışlarıyla dışa yansır. Nasıl mı? Düşüncelerini söylerken zayıf ses tonu, mahçup duruş, başın aşağı eğik durması, zorlu işlerden kaçınmak, tereddüt…

Düşük özgüvenin duygular üzerindeki etkisine bakarsak, utanma, suçluluk, üzüntü, kızgınlık gibi duygu durumlarına işaret eder. Düşük özgüven ne yazık ki kişinin yaşantısına birçok yönden yansımaktadır.

Hata yapma korkusu düşük performansa, bazen de katı bir mükemmeliyetçiliğe götürebilir. Kişisel ilişkilere olumsuz biçimde yansıyabilir. Eleştirilmek ve onaylanmamak konusunda çok şiddetli tedirginlik yaşarlar. Bu durum ilişki düzeylerini belirlemede sıkıntıya sebep olmaktadır. Kısacası varolan sorunların bir görünümüdür aslında.

Daha açık söylemek gerekirse düşük özgüven diğer sorunların bir sonucu olabilir. Kişinin kendisi ile ilgili olumsuz inançlara sahip olması kendiliğinden oluşan bir durum olmadığı gibi kişinin ruh sağlığını olumsuz etkileme gücüne sahip olduğu gerçeği söz konusudur. Depresyon, kaygı bozukluğu gibi sorunları karşımıza çıkarması beklenen bir durumdur. Bu pencereden bakıldığında "düşük özgüven"in yaşam üzerindeki olumsuz etkilerinin boyutu kişiden kişiye farklılık gösterir. Ancak kişiyi yoğun stres altında tutan bir durumdur ve uygun teknik ve yaklaşımlarla yaşamı üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilmesi mümkündür.

Profesyonel bir yardım ile kişilerin kendileri ile ilgili oluşturdukları olumsuz inançların dönüştürülmesi gerekmektedir. Kendilik değerinin yükseltilmesi. Özdeğerlilik, özyeterlilik algısının güçlendirilmesi ile mümkündür. Bir çok kişi sessizce ve gizlice bazı sorunlardan yakınmaktadır. Bazen sorunlarını birilerine açmak konusunda utanç ve suçluluk duyarlar. Sonuç, düşük yaşam kalitesi.

Yaşam size verilmiş en büyük armağan. Yaşamımızın kalitesini arttırmak hepimizin asli görevi.

Sağlıklı günler dileğiyle…

İlginizi Çekebilir